Havalimanı Değil ‘Aerotropolis’

Kuzey Ormanları Savunması, yapılması planlanan 3. havalimanı ile ilgili bir rapor hazırladı. Rapora göre, havalimanı projesi aslında bir şehir kompleksi. Raporda, şu anda dünyanın en yüksek yolcu kapasiteli Atlanta Havalimanı’nın 95 milyon yolcu kapasitesiyle 1.625 hektar üzerine kurulu olduğuna, 150 milyon yolcuya hizmet etmesi planlanan 3. havalimanın 3 bin 500 hektarlık bir alanın yetmesi gerekirken 7.650 hektar üzerinde planlandığına dikkat çekiliyor. Proje kapsamında sadece havalimanının olmadığı, ÇED raporunda ‘Havalimanı Şehir Kompleksi’ başlığı altında, iş merkezinden kongre-kültür merkezleri ve spor komplekslerine birçok farklı birimden söz edildiği belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi: “Görünüşte bir ‘ulaşım projesi’ olarak pazarlanan 3. havalimanı aslında İstanbul ’un kuzeyinde inşaat sektörü için bir ‘cazibe merkezi’ yaratarak çevresinde çeşitli imar projelerini tetiklemek üzere tasarlanmış bir projedir. Bu proje, ekonomisinin çarklarını inşaat sektörüne bağlamış bir yönetimin, İstanbul’un son kalan bakir alanlarını talana açarak günü kurtarma çaresizliğidir.”
Raporda şunlara dikkat çekiliyor:
* 3. havalimanı projesi, 3. köprü ve Kanal İstanbul projesi ile birlikte bir pakettir. Bu projelerin her biri diğerini beslemek üzere planlanmıştır. 3. havalimanının bu bölgede konumlandırılması ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergâhının kanal üzerinden geçmesinin bölgeyi cazibe merkezi haline getirdi.
* Bölgede şimdiden toplu arazi alımları ve spekülasyon faaliyetleri tırmanmış durumda.
* Aerotropolis hayata geçirilerek havalimanı çevresinden yönetilen yeni kentler kurulacak. İstanbul’un ekolojisi, altyapısı, 20 milyona yaklaşan nüfusu bunu kaldıramayacak.
* Yüzde 90’ı sulak alanlar ve ormanlarla kaplı bu özel bölge, havalimanı inşaatıyla yüzde 90’ı beton bir alana dönüşmüş olacak.
* Bugün yüzde 90’ı göl ve orman olan bu özel bölge, havalimanı inşaatıyla yüzde 90’ı beton olan bir alana ve ayrıca da bir kentsel ısı adasına dönüşecek.
* Dünya susuzluk çağına girerken, İstanbul su kaynaklarını kaybedecek.
* Ormanların sağladığı faydalarda (odun üretimi, su üretimi, iklim düzenleme, karbon bağlama ve oksijen üretme, hava kirliliğini azaltma, canlıların yaşama ortamı vb.) da azalma meydana gelecek. Ürkütücü bir tablo ortaya çıkacak.
* Burası vasıfsız bir arazi değil tam aksine doğal yaşamın hızla geliştiği, kuşları, börtü böceği ile canlı yaşamın var olduğu yüzde 81’i ormanlık ve yüzde 8.6’sı da göl ve göletlerden oluşan bir alan.
(SERKAN OCAK -Radikal)