Yolcular İstanbul havalimanı'ndan uçmak istemiyor,İstanbul Sabiha Gökçen havalimanı'ndan uçmak istiyor.

Binali Yıldırım (İstanbul havalimanı): “Niye bu kadar büyük? Büyük düşüneceksin. Türkiye’nin 50 yılını düşünüyoruz biz. Dünya burda, dünyanın geleceği burda.”

İstanbul havalimanı'nda bugünkü durumda öncelik verilmesi gereken konulardan en önemlisi yabancı müşteri talebinin azlığıdır. Atatürk Havalimanı’na uçan havayolu şirketi sayısı (50 civarında), Avrupalı rakiplerin çok çok gerisindedir. Paris’e 105, Tayland’a 97, Frankfurt’a 86, Heathrow’a 84 havayolu şirketi uçarken neden İstanbul Atatürk Havalimanı’na sadece 50 havayolu şirketi geliyor diye üzerinde kafa yormamız gerekmiyor mu?

1.4 milyar nüfuslu Çin’den neden sadece tek bir havayolu şirketi (China Southern) Türkiye’ye geliyor?

1.3 milyarlık Hindistan’dan neden hiçbir havayolu şirketi Türkiye’ye uçmuyor? Air India, Air İndigo neden gelmiyor?

Bir milyar nüfuslu Amerika kıtasından (ABD, Kanada, Brezilya gibi ülkeler dahil) havayolu şirketleri hiçbir cazibesi olmayan Tel Aviv’e uçarken neden Türkiye’yi tercih etmiyor?

THY aşağı THY yukarı ile olmaz bu işler. Merak ediyorum, 29 Ekim’deki açılış törenine hangi yabancı havayolları davet edildi? Veya herhangi biri davet edildi mi?

Bugün hala 2016’daki hain darbe girişiminden hemen önce ve sonrasında Türkiye’yi terk eden, Austrian Airlines, Iberia, Alitalia, SAS, Finnair, Aer Lingus, EVA Air, Air Canada, Swiss, Delta, United, Czech Airlines, Hainan Airlines, Bulgaria Air ve Air Serbia gibi şirketler Türkiye’ye dönmedi.

Neden dönmüyorlar, dönmeleri için ne yapıyoruz?

Bunu düşünmek, buna kafa yormak lazım biraz da…

Atatürk Havalimanı’na 50 havayolu şirketinin geldiği gerçeği önümüzde dururken yeni havalimanına 250 havayolu şirketi hedefi konuluyorsa, bunun altını da doldurmak, gerçekçi hedeflere doğru ilerlerken önce kaybettiklerimizi kazanmanın formüllerini aramak zorundayız, öyle değil mi?

Mesela ben isterdim ki, bu açılışta Türkiye’ye uçmayan havayollarının CEO’ları olsun, “kuşlarla konuşarak rotalarını değiştirtiriz” diye saçma sapan konuşan yalaka gazetecilerin yerine onlara havalimanı gezdirilsin, İstanbul anlatılsın, Türkiye tanıtılsın. Neden Türkiye’den vazgeçtikleri sorulsun, neden yeniden gelmeleri gerektiği ince ince anlatılsın…

Israrla ve tekrarla altını çizerek vurguluyorum.

Air France’ın, Delta’nın, United’ın, Air Canada’nın, Swiss’in, Iberia, Air India’nın, Air China’nın, Hainan’ın inmediği, Boeing 747’lerin Airbus 380’lerin inip kalkmadığı bir havalimanı bölgesinde hub olamaz. Hiç boşuna kendimizi kandırmayalım. Aksi halde kendimiz çalar kendimiz oynarız.

“KUŞLARLA KONUŞALIM” DİYEN GAZETECİ!

Yeni havalimanı açılış töreninde kurulan canlı yayın localarında havacılığı pohpohlayarak siyasilerin “aferinini” almak için sıralanan gazeteciler vardı. Onlardan biri, havalimanındaki kuş göç yolu sorunu için, “ Kuşlarla konuşup buranın uçaklara ait olduğunu ve kendilerine başka bir rota bulmaları gerektiği konusunda ikna etmemiz” gerekir türünden bir yorum yaptı. Sormak istiyorum, 1952 yılında açılan ve kuş göç yolları üzerinde inşa edilen Atatürk Havalimanı’ndan 65 yıldır kuşlar vazgeçmiş mi?

Aslında orada asıl söylemesi gereken, özellikle Mart - Nisan ve Eylül ve Kasım ayları arasında en yoğun kuş göçlerinin tespit edildiği, yılın 107 gününde şiddetli rüzgarların ölçüldüğü havalimanındaki risklere dikkat çekmek, leylek, kartal ve şahin sürülerinin geçtiği o rotada uçakların risk altında olduğunu söylemek. Ama o bunları söylemek yerine, kuşlarla konuşalım diyor.

Ne denir ki?

Trajikomik bir durum...

TC-TUR’a binememe korkusu sözüm ona gazetecilere neler saçmalatıyor şaşırıp kalıyorum.