Pegasus
İGA Ramazan
Çetin Özbey
Çetin Özbey

Buyrun, işte size sektör ile ilgili bir konu

Baktım, gördüm ki 2007' de aynı konuya değinmişim.
Tesadüf mü? Senede bir mi aklınıza geliyor bilemiyorum?
"Yazamıyorsun doğru değil, verilen söz böyle" başlıklı yazımda Çelebi'ye girdiğim zaman patronla Gökyüzü'ne yazı yazmak konusunda konuştuklarımı vb. anlatmışım. Evet, patron sektöre ilişmemek, sektör kuruluşları ile ilgili yazı yazmamak kaydı ile Gökyüzü sayfalarında yer almayı sürdürmeme izin verdi.
Yazmaya başladıktan bir süre sonra Gökyüzünün patronuna en az beş kere benim yazdıklarım konu olarak sektör mensuplarının ilgisini artık çekmez, bu nedenle beni affedin dedimse de olmadı.
Neticeten; benim ilgilendiğim kaleme aldığım konular başka. Kimse bana sen bu evin panjurları pembe diyorsun, oysa ki yeşile yakın bir renk demiyor. Deseler bile önemli değil "Peki, yeşil olsun" der geçerim. Yeşil dediğim çayıra kırmızı da diyebilirler. Doğrusunu isterseniz o da beni üzmez.
Kimse kendine ders çıkartmayacaksa, acaba bu mu doğru, yoksa şu mu diye düşünmeyecekse ve de yaşam bu güne kadar olduğu şekilde devam edecekse, olanı biteni, yapılanı yapılmayanı tenkit etmenin ne faydası olur ki?
Ne söylediğinizi anlamaya anlıyorum ama çözümü elimde değil.
Buna gerek olup olmadığı da ayrı bir konu.
Evet; dört okur, THY'nin yeniden A grubu ruhsat alımı konusundaki görüşümü soruyor. Haklılar. THY'de çalışırken bu işe kalkışan biri bu gün Çelebi'de çalışıyor. Ben de olsam sorardım.
Ancak; bu tür sualler ile beni çapraza almayı düşünüyorsanız, bu başka.  
Kişisel düşüncemi tabii ki ifade edebilirim. Çelebi görüşünü ifade etmek ise beni aşar. Konunun şirketteki sorumlusu ben değilim.
Türk Hava Yolları 2001'de belirtilen ruhsatı alırken Yer Hizmetleri Kuruluşlarına ödediği hizmet bedelleri bu günkü gibi değildi. Bu günkünden çok yukarıdaydı. Bu gün ise Yer Hizmetleri Kuruluşları THY'ye inanılmaz düşük fiyatlarla hizmet sunuyorlar. Bu kuruluşlara ödedikleri yıllık meblağı da en iyi bilen THY. Eğer bu hizmeti bir Çelebi'den veya bir Havaş'dan daha ucuza mal edeceklerse sorun yok. Ayrı şirkette kurarlar, hizmette satarlar. Kendi bilecekleri bir iş.
Kaldı ki THY bu konuda nihai kararını vermiş değil. Okuduğumuz kadarı ile konu ile ilgili bir fizibilite ve risk analizi yapılması için danışman bir şirket aramak yönünde bir karar vermişler. Bu arada kararın kaynak bulunması vb. bir kenar süsü maddesi de var. Bu işin fizibilitesini yapmak için yöntem çok fazla değil. Önemli olan risk analizini hatasız yapabilecek öngörüye sahip olmak.
Evet; THY'nin Turkish DO&CO projesi başarı ile sonuçlandı. Detayını tam olarak bilmemekle birlikte Teknikle ilgili olarak uygulanan projenin de özendirici bir sonuç verdiğini zannediyorum. THY mutlak bu iki proje uygulamasından önce de bir risk analizi yapmıştır diye düşünüyorum. Bu iki projeye ilişkin olarak yapılan risk analizleri sonucunda, THY riskinin minimumda olduğunun belirlendiğini düşünmek için uzman olmaya gerek olmadığı ortada. Neticeten rakipsiz bir pazar da ki üretimin THY'ye getireceği risk hesaplanmasının sonucunun menfi çıkmayacağı iki çarpı ikinin dört ettiği kadar açık.
Şimdi de, Havaş ve Çelebi'yi yok sayarsanız bu işteki THY riskinin diğerlerinde olduğu gibi menfi çıkmayacağını görebilmek mümkün.
Fizibilite yapmak bir öngörü konusu. İlk yıl pazarın % 40'nı alacağım deyip, hesapları bunun üzerine oturtursanız, çalışana on lira değil, sekiz lira veririm düşüncesi ile tabloyu şekillendirirseniz ve de hizmeti şu veya bu bedelle satarım diyerek pembe bir tablo yaratabilir ve işin masa üstü kısmının yarısından fazlasını bitirebilirsiniz. Giderin büyük bir yüzdesinin tutarını bu kalemde az ödeme yapılacağı varsayımı ile düşürmek hesaplamayı doğru sonuca götürmez. Realist olmak gerekir. Tabii ki bu konudaki kararı kâğıt kalem kimin elindeyse o verir. Ama masanın üzerinde duran diğer cisimler elinizi kolunuzu istediğiniz gibi hareket ettirmenize engel olur. Bu masanın üzeri ise hayli kalabalık sayılır.
THY'nin salt yönetmeliğe uymak için alacağı yeni teçhizat tutarı 2-3 Milyon USD'yi geçmez. Hatırlıyorum da, Çelebi THY hizmetine başlamadan önce 19- 20 Milyon USD tutarında yeni teçhizat almıştı 3-4 sene önce. Kendi hizmetini yapmak ayrı bir konu, hizmet satmak çok ayrı bir şey. Teçhizat filosunun yaşı ve de bunların tümünün yenilenmesi için yapılacak harcamanın yatırımın geri dönüşümünü ne denli etkileyeceği ise ayrı bir konu. Otobüsleri bu denli yeni ve modern olmasa, Varan ve Ulusoy sektörün en iyisi ve doluluk oranı en yüksek şirketleri olabilir mi?
 Bir işi mutlak yapmak isteyebilirsiniz.
Hesaplar rantabl çıkarsa gerekli şartları tamamlayıp işe başlarsınız.
Türk Hava Yolları bizi yetiştiren kuruluş.
Hiç birimiz kötülüğünü istemeyiz.
Her zaman başarı dilemekten öte bir temennimiz olmaz.
Senelerin Havaş'ı ve 50 yıllık Çelebi her gün bu konu ile ilgili bir şeyler koyuyor bilgi dağarcığına.
Yarın da bir şeyler koyacaktır mutlaka.
Onlar bu işi daha iyi biliyor. Asıl işleri bu.
Onlar da bir şeyleri yeniden hesaplayacaklar şüphesiz.
Bu konuda risk analizini doğru ve eksiksiz yapmak THY açısından fizibilite çalışmasından da önemli görünüyor. Bu analizi doğru yapmamak, yapamamak fizibiliteleri kadük bırakabilir. 
YAZARIN DİĞER YAZILARI