“37 Yıl Önceki Faik Kaptan ve Özal”

Emekli Hürriyet Atatürk Havalimanı Muhabiri Faik Kaptan, Haftanın birkaç günü İstanbul Havalimanı Basın Odasında arkadaşlarımla birlikte oluyorum. Amacım, yarım asırlık hareketli yaşantımı birkaç tık geriden de olsa sürdürmek ve vücut ritmimi kaybetmemek.
Akşam saatlerinde eve geldiğimde telefonumun WhatsApp simgesinin o tanıdık duyuru sesi geldi.
Baktım ki sevgili kardeşim Celal Korkut’tan gelen bir fotoğraf.
Celal ile uzun yıllar Hürriyet İstihbaratında birlikte çalıştık. Başarılı bir muhabirdi. Zamanla bu başarısının ödülünü aldı. Adım adım yükseldi. İstihbarat Şefliğinden, Haber Müdürlüğüne derken son olarak Demirören Haber Ajansı Genel Müdürlüğü gibi zorlu ve onurlu bir görevi üstlendi.
Ara sıra da olsa özellikle özel günlerde eksik olmaz, arar ve hatırımı sorar.
Ondan gelen bu fotoğrafı görünce önce şaşırdım. Nedenine gelince, bu zamana kadar bu fotoğrafı görmemiştim.
Fotoğrafı açtım, büyüttüm ve çok dikkatli baktıktan sonra inanın şüpheye düştüm.
“Bu ben miyim?”
Eğer bu bensem, üstümdeki takım elbise ne iş? Üstelik köstekli saat bile takmışım.
Zira böyle bir elbiseyi hiç hatırlamıyordum. Yoksa bana çok benzeyen başka birisi miydi?
Hemen fotoğrafı o sırada mutfakta yemek yapmakla meşgul eşim Sema’ya gösterdim ve kendisine, “Bu ben miyim?” diye sordum.
Sema bana şaka mı yapıyorsun der gibi bakarak kısaca, “Herhalde” dedi.
Bu kez kendisine, “Peki üstümdeki elbiseyi hatırlıyor musun?” dediğimde, bu kez fotoğrafa daha dikkatli bakarak, “Bu sensin de vallahi elbiseyi ben de hatırlamadım” dedi.
Onun hafızası benden daha güçlüdür. Sema da elbiseyi hatırlayamadıysa bir yerde şüphemde haklı çıkıyordum.
Ancak Turgut Özal ile konuşup not alan benim hemen yanımda olan profilden gözüken kişiyi de görünce, bu kez bu kişinin ben olduğuna kesinlikle inandım.
Yanımdaki rahmetli abimiz TRT Havalimanı Muhabiri Fuat Tüzün’dü.
Son olarak bizim Celal’i telefonla arayıp o an yaşadıklarımı anlattım ve karşılıklı gülüştük.
Celal fotoğrafla arşivde bir konuyu araştırırken karşılaştığını söyledi. Fotoğrafın üstünde ki tarih 6 Haziran 1987’yi gösteriyordu.
Sanırım Turgut Özal İstanbul’dan Ankara’ya giderken Atatürk Havalimanı VIP Salonunda kendisi ile yaptığımız bir görüşme anında çekilmiş. Benim omuzumda makine olmadığı için bizim merkezden gelen bir arkadaş fotoğraf işini üstlenmişti.
İşte dostlar, tam 37 yıl önceki bir fotoğraf önünüze konduğunda tek bir gerçekle karşılaşıyorsunuz.
12’ye beş kala adamlarına rağmen dolu dolu güzel bir yaşamım oldu.
Fakat sonuç şu ki;
Yıllar gerçekten acımasız…
