İstanbul Airport 1
Derya Zengin Ergün
Derya Zengin Ergün

Ben anne olmasaydım eğer...

Ben anne olmasaydım eğer... diye başlayan bir annenin yazısını okudum geçtiğimiz günlerde öyle içten öyle sıcacık bir yazıydı ki bu. Bende yüreğimde hissettiğim annelik duygusunu bu yazıdan bir bölümle ve kendi duygularımla paylaşmak istedim tüm annelerle...
Ben anne olmasaydım eğer, mucizelere bu kadar içten inanmayacaktım.
Bizi seçip geldiğini öğrendiğim andan itibaren bulutların üzerinde uçamayacaktım. Hayatın bir anda ne kadar anlamlı olduğunu, bir bebeğin insanın içini nasıl ısıttığını, minik bir varlıkla tüm yaşantının baştan yazıldığını bilemeyecektim.
En sevmediğim sebzeleri biri için yemeği, kilolarca süt içmeyi, başın ağrıdan çatlasa bile asla ilaç almamakta direnmeyi öğrenemeyecektim.
Ben anne olmasaydım eğer,
Kendim için değil minik daha ortada olmayan bir varlık için yaşamayı, yürürken, koşarken, araba kullanırken, sadece onu düşünmeyi hiç yaşayamayacaktım.
Midem deli gibi bulansa da, sabahlarımı lavoba başında geçirsem de olsun o sağlıklı olsun da benim canım çıksın demeyi,  biri için böyle düşünebileceğimi asla öğrenemeyecektim.
Annemin ne muhteşem bir insan olduğunu, onu ne kadar çok sevdiğimi ve beni dünyaya getirmek için neler çektiğini asla bilemeyecektim.
Kocaman bir göbekle de şık olunabileceğini bilmeyecektim.
60'lı kilolara kadar çıkıp kendi çapımda ilk defa bu alanda rekorumu kırıp olsun oğluma yarasın diyemeyecektim.
Ben anne olmasaydım eğer,
Karşımda konuşanın ismini unutmayacak, Ne söyleyeceğimi, kimi aradığımı, nereye gideceğimi anımsayacak ya da önümde giden arabaya göre göre çarpacak kadar kendimden geçmeyecektim.
Büyüdüğünde partilerde Annen olarak seninle dans etmeyi hayal edemeyecektim.
Babanla her gün bıkmadan usanmadan senin en minik halinden kocaman bir diş hekimi olacağın günlerin hayalini tekrar tekrar kurmayı hiç yaşayamayacaktım.
Oğlum bana bakar, oğlum beni gezdirir hiç diyemeyecektim.
Daha doğmadığı muhtemel gelin adayını şimdiden deli gibi kıskanamayacaktım. Oğlumu kimselere vermem diyemeyecektim.
Sevginin böylesine karşılıksız olanını hiç tadamayacaktım.
Annesinden zorla ayırdılar diye "Uçan Fil" çizgi filminde böğürerek ağlamayacaktım.
Geceleri kesintisiz uyuyacak, hafta sonunda sabahları istediğim saatte kalkacaktım ama uyandığımda yanağıma konmuş minik ellerin sıcaklığı ısıtmayacaktı yüreğimi.
Acıyı geçiren öpücüğün gücüne inanmayacaktım.
38,5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı.
Sen olmasaydın eğer yaşamın karmaşıklığını unutup tekrar basit yaşamayı öğrenemeyecektim.
Sen olmasaydın eğer ben asla "anne" olmayacaktım.
Bir çocuk doğduğu anda, bir anne doğarmış... Bu lafın doğruluğuna inanmayacaktım!
Sağlıkla büyü bebeğim...
Hayatımıza girdiğini öğrendiğimiz 5 Mayıs 2008'den beri hayat durdu bizim için. Kalbimiz sadece senin için atıyor. Beynimiz sadece seni düşünüyor.
Minik yavrum sen ne mucizevi bir şekilde hayatımızı baştan yazdın. Meğer ne büyük bir boşluk varmış. Seni tüm kalbimizle bekliyoruz miniğim...
13 Ocağın bir an önce gelmesini ve o mis kokunu içimize çekmeyi seni bağrımıza basmayı bekliyoruz küçüğüm.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Gökyüzü Haberci Android Market'te.

GÖKYÜZÜ HABERCİ E-DERGİ

  • Gökyüzü Haberci E-dergi Sayı: 292
  • Gökyüzü Haberci E-dergi Sayı: 291
  • Gökyüzü Haberci E-dergi Sayı: 290
  • Gökyüzü Haberci E-dergi Sayı: 289
  • Gökyüzü Haberci E-dergi Sayı: 288
Gökyüzü Haberci'yi Facebook'ta takip edin
gökyüzü haberci twitter
GH bayram banner