Ceketteki bomba
Benim çocukluğumda virgülün önemini anlatmak için "Oku da adam ol, baban gibi eşek olma" ile "Oku da adam baban gibi, eşek olma" arasındaki fark örnek gösterilirdi. Bu bir yazım dili önemidir. Bir de günümüzde iletişim dili var ki insanlar olarak konuşarak kelimelerle anlaşıyor olsak da ne dediğimizi çoğunlukla vurgularımız, mimiklerimiz, ses tonumuz ve kelimeleri söylerken ki kısacası vücut dilimiz belirliyor.
Bir habere göre uçakta yan koltuğa bıraktığı ceketini alması için ikaz edilen yolcu; "Ne var yani! Ceketim de bomba mı var ki" demiş. Muhtemelen hostesimiz ses tonundaki vurgu nedeniyle bu cümleyi "Ne var! Ceketimde bomba var" olarak algılamış.
İş karakolda bitmiş.
Adamı uçaktan indirip gözaltına almışlar. Eşyaları üzeri her tarafı aranmış ve elbette bir şey bulunamamış.
İzmir'den Köln'e giden özel bir havayolunun yolcusu olan adam bu nedenle elbette uçağını kaçırmış.
Polis tarafından adliyeye sevk edilmiş.
Muhtemelen bu sevkten önce kimlik kontrolünden geçirilmiştir. Güvenlik soruşturması yapılıp daha önce başka bir suça iştirak edip etmediği araştırılmıştır.
Sonra polis aracıyla -ki bu işler öyle olur- adliyeye gidip hakim karşısına çıkmış.
Sonra da mahkemede ifade vermiş.
Ve serbest kalmış.
Bence adam en ağır cezayı almış.
Bu arada uçakta cep telefonuyla konuşana hiçbir işlem yapılmazken;
Tuvalette sigara içen bazen ikaz bile edilmezken;
Tüm uyarılara rağmen uçak durduğunda ikazları sallamayıp ayağa kalkanlara, kokpit kapısını açık bırakıp uçanlara, kokpitte uçan eş dost tanıdık ahbaplara ve daha burada sayamayacağım uçuş güvenliğini tehlikeye düşürecek her türlü eyleme karşı somut sayılabilecek bir yaptırım uygulanmazken adamın başına gelenlere bakın.
Vurguyu sert yaptı diye.
Hostesin ikazını dinlemedi diye.
Bu durum kokpitte şu şekilde gelişmiştir sanırım.
"Kaptanım huysuz bir yolcu ceketini şey etmişti. Ben de ona al oradan dedim. O da bana bomba dedi"
Mealinde bir diyalog yaşandığına eminim.
Yoksa hangi insan evladı bomba olan ceketini yan koltuğa koyup sonra da onda bomba var der.
Uçak havalanmamışken, kapılar kapanmamışken.
Yani uçağı kaçırmaya yönelik eylem yapmak için gerekli şartlar oluşmamışken.
Uçağı havaya uçuracak olsa her türlü şart oluşmuşken.
Bunu haber vermesine gerek yokken.
Bu özel havayolu yönetimi bu ekip hakkında nasıl bir işlem yaptı acaba.
İletişimden bu kadar kopuk, insan algısından bu kadar yoksun, ticari işletme vasfından bu kadar uzak.
Pes diyorum.
Bir habere göre uçakta yan koltuğa bıraktığı ceketini alması için ikaz edilen yolcu; "Ne var yani! Ceketim de bomba mı var ki" demiş. Muhtemelen hostesimiz ses tonundaki vurgu nedeniyle bu cümleyi "Ne var! Ceketimde bomba var" olarak algılamış.
İş karakolda bitmiş.
Adamı uçaktan indirip gözaltına almışlar. Eşyaları üzeri her tarafı aranmış ve elbette bir şey bulunamamış.
İzmir'den Köln'e giden özel bir havayolunun yolcusu olan adam bu nedenle elbette uçağını kaçırmış.
Polis tarafından adliyeye sevk edilmiş.
Muhtemelen bu sevkten önce kimlik kontrolünden geçirilmiştir. Güvenlik soruşturması yapılıp daha önce başka bir suça iştirak edip etmediği araştırılmıştır.
Sonra polis aracıyla -ki bu işler öyle olur- adliyeye gidip hakim karşısına çıkmış.
Sonra da mahkemede ifade vermiş.
Ve serbest kalmış.
Bence adam en ağır cezayı almış.
Bu arada uçakta cep telefonuyla konuşana hiçbir işlem yapılmazken;
Tuvalette sigara içen bazen ikaz bile edilmezken;
Tüm uyarılara rağmen uçak durduğunda ikazları sallamayıp ayağa kalkanlara, kokpit kapısını açık bırakıp uçanlara, kokpitte uçan eş dost tanıdık ahbaplara ve daha burada sayamayacağım uçuş güvenliğini tehlikeye düşürecek her türlü eyleme karşı somut sayılabilecek bir yaptırım uygulanmazken adamın başına gelenlere bakın.
Vurguyu sert yaptı diye.
Hostesin ikazını dinlemedi diye.
Bu durum kokpitte şu şekilde gelişmiştir sanırım.
"Kaptanım huysuz bir yolcu ceketini şey etmişti. Ben de ona al oradan dedim. O da bana bomba dedi"
Mealinde bir diyalog yaşandığına eminim.
Yoksa hangi insan evladı bomba olan ceketini yan koltuğa koyup sonra da onda bomba var der.
Uçak havalanmamışken, kapılar kapanmamışken.
Yani uçağı kaçırmaya yönelik eylem yapmak için gerekli şartlar oluşmamışken.
Uçağı havaya uçuracak olsa her türlü şart oluşmuşken.
Bunu haber vermesine gerek yokken.
Bu özel havayolu yönetimi bu ekip hakkında nasıl bir işlem yaptı acaba.
İletişimden bu kadar kopuk, insan algısından bu kadar yoksun, ticari işletme vasfından bu kadar uzak.
Pes diyorum.