İzmir'in Güzel İnsanları
eçenlerde bir terör hareketinde yaralanan bir kahramanımıza kan verebilmek için tüm İzmir'in nasıl seferber olduğunu okumuştuk gazetelerde. Binlerce İzmirli akın etmişti hastahaneye. Olayın basına yansımayan tarafını ise, İzmir' de öğrendik. Güzel kentimizin taksicileri hemen aralarında yapılan bir bir telsiz konuşması ile, kan vermek üzere hastahaneye giden İzmirlilerden taksi ücreti alınmaması konusunda fikir birliğinde olmuşlar ve de bu güzel kararı uygulamışlar. İnsanlar aynı davranışın içinde olabilmek için günlerce düşünür ve tartışırken, bu sürat çok etkileyici geldi bana.
Yorgun bir iş dönüşünde, Kordon' a gidip ve bir yerde oturup bir şeyler yemek istedik. Güneş batmak üzereydi. Sağımızda bulunan masaya orta yaşlı iki hanımefendi oturdu. Bir dakika geçti , geçmedi dönüp bize "iyi akşamlar" dilediler.
Sol tarafımızda ki masaya ise 3 genç geldi. 30-35 yaş arasında gibiydiler. Daha masalarına oturmadan " İyi akşamlar ve afiyet olsun" dileklerini almak çok hoştu. Tabii ki kalkarken de aynı nezaket karşılıklı tekrar edildi. Bu arada her iki tarafımızda oturanlar lokantanın servis elemanını masalarından hiç teşekkürsüz göndermediler. Onlara servis yapmaktan zevk aldığı görevlinin yüzünden belliydi.
Geçmişte yine Kordonda bir restoranda Galatasaray, Fenerbahçe maçı seyretmiştik. Takımlarının formalarını giymişti İzmi'in sporsever gençleri. İçki de vardı masalarda. Maç sürecinde burada bir kavga çıkarmı diye düşünmüş olmaktan sonuçta utanmıştım. Her iki takımın formasını taşıyanlar, kolkola beraber ayrılmışlardı restorandan.
Başka bir ilimizde kapalı bir mekanda yine bir maç seyrederken tuttuğumuz takım için açık seçik tezahürat yapmıştık hehalde ki, yanımıza servis elemanı yanaşıp, isterseniz siz maç bitmeden çıkın, kapıdaki aracınız zarar görebilir, sorun yaşayabilirsiniz diyerek bizi ikaz etmişti. Kaçmıştık resmen.
Aklıma İstanbulda sabahın köründe rastladığı komşusundan " Günaydını" esirgeyenler ve maç sonrası cafede birbirine giren taraftarlar gelmişti. Yan masada oturan iki yabancı adama iyi geceler dileyerek yerlerine oturan ve kendilerine sunulan her hizmeti teşekkürle karşılayan iki hanıma bu güne kadar İstanbulun içkili bir mekanında rastladığımı da hatırlamıyorum.
Geçenlerde bir gazetenin IK ekinde görmüştüm. Brıtish American Tobacco sıradışı bir şirket etkinliği düzenlemiş. Şirketde, ofis katlarında, bölge ofislerinde küçük " Teşekkür Hareketi Köşecikleri" oluşturmuşlar. Çalışanlar bir form doldurarak kime /neden teşekkür etmek istediklerini belirterek, bir takım hediye alternatiflerinden birini seçerek ( renkli yaka iğneleri, teşekkür kartları ve zarfları, Starbucs çeki, Mudo hediye kartı vb..) teşekkürlerini bu minik hediyelerle birlikte arkadaşlarına iletiyorlarmış. Bu etkinliğin hedefi "Teşekkür Kültürünü" şirket içerisinde yaygın hale getirmek, çalışanların çevrelerindeki başarı hikayelerinin farkına varilmesını sağlamak ve yüksek performans kültürüne vurgu yapmak olarak belirlenmiş. Bizlerdeki en büyük eksikliği Brıtish American Tobacco Yöneticilerine teşekkür ediyorum.
Teşekkür kültürünü yaygınlaştırmanın bir başka yoluda olmalı. İnsanlara "Günaydın demeyi, teşekkür etmeyi, sevmeyi , hak ve hukuk ile birlikte insanları saymayı" öğretecek bir mekanizma olmalı mutlak.
Elimde olmadan, etrafımızdaki günaydın demez, teşekkürü bilmez ve de insanlara gülümsemez yaratıkları düşündüm. Teker teker gözümün önünden geçtiler. Neden muhatabı oldukları teşekkür edilmesi gereken davranışı karşılarındakinin zorunluluğu gibi görürler? Anlayabilmek çok zor. Yukarılarda olduklarından mı dersiniz.
Nedenini bilmem ? Karşımızdakine sıfır maliyetli bir şeyi sunmaktan, gülümsemekten ve teşekkür etmekten neden kaçınırız ki? Bunu anlayabilmek mümkün değil.
Çalıştığım şirketin İzmir' de de bir iş yeri var. Oraya gittiğim zaman, İzmirin insanlarının değişikliğini bu farklı çerçevede de görüyor ve onlara imreniyorum. Gülümsemeden, günaydın veya hoşgeldiniz demeden insanın yanından geçmiyorlar. Şikayetlerini bile bildirmelerinin belli bir nezaketi var. Gülümsüyorlar insana.
Evet, İzmirin insanları değişik.
İş nedeni ile sık sık olmasada senede birkaç kez gittiğim İzmire bu gidişimde, nüfüs kağıdımın "Doğum Yeri Bölümünde" bu güzel ilimizin adı yazdığı için mutlu oldum. izmir oto kiralama
İşte; İzmir Kordondaki iki hanımefendi ve üç genç beni buralara getirdi.